misafir yazarlık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
misafir yazarlık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
(Bu yazı bir misafir yazıdır. Yazarın kendi web sayfasını buraya tıklayarak ziyaret etmeyi unutmayın :) )
Merhabalarr, bu yazıda kendi okuyup beğendiğim,sizin de beğenebileceğinizi düşündüğüm birkaç kitabı size önereceğim (:
Merhaba Agalarım. Blog sahibi olmak artık herkesin beş dakikada -bedavaya- yapabileceği bir olay. Ancak düzgün bir bloga sahip olmak istiyorsanız blogu açmaktan fazlasını yapmanız gerekmektedir. Bu yazıda emektar blogger kardeşlerimin çektiği başlıca sıkıntıları konu aldım. Lafı çok uzatmadan konuya giriyorum. Bloggerların en sık yaşadığı problemler aşağıdaki listedekilerdir. Bugün bu sorunların kaynaklarını ve/veya çözümlerini tartışalım; hiç olmadı beraber dert yanalım istiyorum.
Blogger Sık Yaşanan Problemler:
- Tema bulmak ve düzenlemek
- Bloga yazacak konu bulmak
- Sık aralıklarla yazı yazmak
- Blogumu kimse okumuyor diyerek pes etmek
- Bloga yazılan yazının daha çok okunmasını sağlamak
- Gündelik hayat ile Blogger hayatını oturtamamak
- Kendi türüne uygun diğer Bloggerları bulmak
- Sürekliliği olan okuyucu kitlesi kazanmak
- Blogu Google aramasında ilk sıralara yerleştirmek
- Adsense'e kayıt olmaya çalışmak
"Bloguma güzel bir tema bulamıyorum."
Blogger hesabı açan bir kişinin ilk olarak yapması gereken şey Blog'unu kendi görsel zevkine göre şekillendirip, kişisel web sayfasının iskeletini oluşturmaktır. Unutmayalım bir ziyaretçiyi Blog'ta tutan ilk şey görsellik, ikinci şey içeriktir. Bu yüzden bir Blogger kullanıcısı, sırf istediği gibi düzgün bir tema bulamadığı için sinir krizi geçirebilir. (Bkz: ben)
Son zamanlarda değişik temalar da çıkmış olmasına rağmen size "Responsive" temaları öneririm. Nedenini ben de tam olarak bilmiyorum (sanırım mobil uyumlu oluyor Responsive'ler) ama benim başlangıçtaki Blogger kullanıcılarına önerme sebebim uzun zamandır bir ton kişi tarafından kullanılıyor olduğu için herhangi bir sorununuz olduğu zaman, gerek Türkçe gerekse yabancı dillerde bir sürü kaynak bulabilecek olmanız.
Tema seçiminden sonra uzun bir temizlik zamanı geliyor. Temizlikten kastım seçtiğiniz temada bulunan yabancı kelimeler ve temayı yapan kişinin aralara sıkıştırdığı kendi reklamlarını silmek. Eğer HTML hakkında hiçbir fikriniz yoksa bu gerçekten zor ve uğraştırıcı bir dönem ama çok da dert etmeyin biraz uğraşınca yavaş yavaş kavramaya başlıyorsunuz.
"Bloğuma ne yazmalıyım? Bloğuma yazacak konu bulamıyorum."
Bloğunuzun iskeletini tema seçerek ve temayı düzenleyerek tamamladınız. Şimdi sırada ikinci aşama yani iskeletin yanına etleri yerleştirme var. Unutmayın iskelete yerleştireceğiniz etler kesinlikle sizin tarafınızdan yazılmış olmalı.Sağ böbreği A bloğundan, sol gözü B sitesinden olursa o iskelet ayakta duramaz. Bunu sadece emek hırsızlığı kötü bir şey diye demiyorum. Aynı zamanda Google'ın blogunuzu en gerilere atmasına yol açan bir davranış olduğu için de diyorum.
Özetle çalmayın, kendiniz olun. Kendinizi yansıtın. Başkalarının kelimeleri ile değil, kendi kelimelerinizle yazılar yazın.
"Bloguma ne sıklıkla yazmalıyım? Blogumu çok güncelleyemiyorum."
Bu ne yalan söyleyeyim benim de sık sık başıma gelen bir durum. Bazı aylar hiç yazı yazasım gelmiyorken bazı aylar her hafta yazı yazıyorum. Siz bana bakmayın ve düzenli bir plan kurun. Yazınızı yazıp bu yazıyı iki gün sonrasına planlayın. Ertesi gün bir yazı daha yazıp bunu son planlanan yazıdan iki gün sonrasına planlayın. Blogger'ın yayınları planlama özelliğini kesinlikle kullanın çünkü düzenli aralıklarla paylaşılan yazılar hem Google'ın çok sevdiği bir davranış, hem de kullanıcıların daha iyi takip edebilecekleri bir arayüz oluşmasını sağlıyor.
"Blogumu neden kimse okumuyor? Blogger'da nasıl tık arttırılır?"
Yeni açılmış bir bloğun Google'dan günlük alacağı ziyaretçi sayısı 5 ile 20 arasında gidip gelecektir. Ama günde 20 tık almak çok çok üst düzey bir yeni blogtur diyebilirim. Genelde iki üç ay boyunca yazdıklarınızın reklamını yapmazsanız en fazla 10-15 tık alırsınız. Daha sonra Google sizi harcadığınız efora göre sıralamaya ekliyor. Örneğin ilk açtığınız bir blogun ismini Google'da aratırsanız yüksek ihtimal bulamayacaksınızdır. Anca Sitenizinİsmi.blogger.com yazıp aratırsanız sitenizi bulabileceksiniz. Daha sonraları birkaç yazınız Google tarafından üst sıralara yükselmeye başlayacak ve sitenizin Google gözündeki değeri artacaktır. Ancak Blog işi gerçekten çok emek isteyen bir iş. Çoğu blogger iki aydan sonra bir daha yazmamak üzere Blogger'ı terkediyor. Sebebi ise kimsenin yazdıklarını okumadığı düşüncesi oluyor genelde.
"Blogumu nasıl tanıtabilirim? Blog yazılarımın daha çok okunmasını nasıl sağlarım?"
Blogger hesabı açıp kendinizi daha kolay bir şekilde tanıtmak istiyorsanız sosyal medyaları iyi kullanmanız gerekmekte. Eğer sık kullandığınız bir sosyal medya hesabınız varsa bu hesapta ara sıra blogunuzun reklamını yapabilirsiniz. Google+ hesabınızı bloggerlar ile ilgili topluluklara ekleyip burada paylaşılan yazıları okuyup yorum atarsanız, yazının sahibi kesin olmasa da yüzde doksan dokuz sizin blogunuza uğrayıp iade-i ziyaret yapacaktır. Bunun dışında diğer bloggerlara misafir yazarlık yaparak back link alabilirsiniz. Backlink denilen şey benim bildiğim kadarıyla başka sitelerde blogunuzun linkinin ne kadar fazla olmasıyla alakalı bir şey. Bu sayı ne kadsr artarsa blogunuz o kadar Google tarafından sevilir.
Mantığı şu: Google'a göre ne kadar çok internet sitesi sizden bahseder ve link verirse siz o kadar güvenilir kaynaksınız.
Benim blogum da misafir yazarları kabul eden bloglar arasında bulunuyor. Diğer bloglar gibi sadece bir ana konu üzerine (Teknoloji, bilim, kültür, gezi vs) değilim. Bloguma her türlü fikir ve düşünceyi mantık çerçevesi içerisinde savunabilirsiniz. İnsanlarda farkındalık yaratabilecek veya google'da aranılabilecek konularda yazı yazarsanız eğer blogumda misafir yazarlık yapabilirsiniz. Detaylı bilgi için ikramyagdiran@gmail.com eposta adresi üzerinden benimle iletişime geçebilirsiniz
"Bloguma yazı yazacak fırsat bulamıyorum."
Blog yazmal için boş vakit kullanıldığı fikrine katılmıyorum. Boş vakit bol bol var bence kendimizi kandırmayalım. Sadece yazması çok uzun ve yorucu sürdüğü için üşeniyoruz. Eğer blogger kullanmıyorsanız muhtemelen "Aga ne kadar yorucu olabilir ki abartma" diyeceksiniz. Size şöyle söyleyeyim bu yazıyı sanırım iki üç gündür bitiremedim. Ya karnım acıkıyor, ya canım sıkılıyor ya da arkadaşlar mesaj atıyor. Hep bir bahane bulup yazıyı kapatıyorum.
Uzun lafın kısası boş zaman bulmaya çalışmayın. Kendinize bir zaman belirleyin. Her şeyi bırakıp bir kaç paragraf yazı yazın. Eğer çok uzun yazı yazamayacak durumdaysanız 200 300 kelimelik bir şeyler karalayıp bir kaç gün sonrasına planlarsınız. Bi gün sonra başka bir yazı yazıp onu da iki üç gün sonrasına planlar ve o hafta istediğiniz gibi yatarsınız. Sadece bir gün harcayıp 4 adet 500 kelimelik yazı yazsanız, bu yazıları da haftada iki adet olarak planlarsanız 2 hafta boyunca rahat takılırsınız. Tavsiye ederim.
"Benim gibi konuları işleyen bloggerları nereden bulabilirim?"
Google+ topluluklarından az önce bahsetmiştik. Bu topluluklara gerçekten önem verin, sadece kendi reklamınız için kullanmayın. Burada paylaşılan yazıların hiç olmazsa başlıklarını okuyun. Belki sizin gibi bir başka blog bulabilir ve beraber ortak çalışmalar yapabilirsiniz.
"Okuyucularımı nasıl elimde tutabilirim?"
Okuyucuyu bir blogta tutan en önemli şeyler sırasıyla blogun iskeleti ve yapısı (dış güzellik) ve blogun içeriğidir (iç güzellik yani :d) Eğer blogun dışı yani tema gibi şeyleri ilgi çekici değilse okuyucular içeriği incelemeyeceklerdir. İçeriği inceleyen insanın bir daha blogunuza dönmesini istiyorsanız yazınızı elinizden geldiğince akıcı, anlaşılır ve faydalı yapmaya çalışın. Eğer yazınızı sıkılmadan okuyorlarsa bir daha geri dönecek olma ihtimalleri yükselir.
"Blogumu Google'da bulamıyorum. Blogumu Google aramalarında nasıl yükseltebilirim?"
Blogunuzu Google'da yükseltmeniz için blogunuzun ilk olarak belli bir yaşı olmalı. Örneğin 3 ay bu blog aktif olursa Google sizi gözünün görebileceği bir yerlere taşıyor. Örneğin Google'da aratınca eskiden 25. sayfada sizin blogunuz yazıyorken bu süre boyunca aktif olursanız ilk 5 sayfaya girmeye başlıyorsunuz. Ardından yine aktif bir şekilde bol bol yazı yazar ve bu yazıların 2000-2500 kelime içermesini sağlarsanız bu yazılar genel olarak ilk sıralara doğru yükselmeye başlıyor.
(Ama yazdığınız 2500 kelime konudan bağımsız olmasın aman)
Google'da ilk sıralarda yer almak yeni bir blogsanız eğer oldukça zor bir hedef. Ancak Google sizi yavaş yavaş tanıdıkça diğer eski ve ölü bloglardan üst sıralara çıkartacaktır. Sadece sabır gerekiyor, bunu başarabilirsiniz. Ben size güveniyorum.
"Blogumu adsense'e nasıl kaydedebilirim?"
Bunun için de size taktik verip yol göstermek isterdim ama maalesef ki kelin ilacı yok agalarım. Ben wordego kullanıyorum memnun da değilim ama kullanıyorum işte :D
Bu yazıyı da burada sonlandırayım. Eğer yazıyı beğendiyseniz ve düşüncelerinizi paylaşmak isterseniz yorumlara beklerim :)
***Düzenleme 26.04.2020: Bu yazıyı 2017'nin 9. ayında yazmışım. Artık Google+ toplulukları kaldırıldığı için o konu hakkındaki tavsiyelerim biraz yavan kalmış. Bunun dışında Yaklaşık bir sene önce Adsense üyeliği aldım. Bu konu hakkındaki yazımı okumak isterseniz sizi buraya tıklamaya davet ediyorum. Ama o yazıyı okumadan buraya bu yazı hakkında bir yorum atabilirsiniz tabi gönlünüz isterse :) :) Kendinize iyi bakın
Merhaba agalarım, tatilden dolayı blogu güncellemeye pek fırsat bulamıyorum. Zaten aklıma hakkında yazacak güzel bir konu da gelmiyor şu sıralar. Ancak bir kaç ileriye dönük planım var. Bu yazıda agalarageldik.com hakkındaki geliştirme planlarımı sizinle paylaşıcam.
Ilk olarak şuan bloga günlük ortalama 150-200 tıklama falan geliyor. Ama bazen israilden bir anda 900 küsür tıklanma falan da gelebiliyor.
(Kesin hacklemeye çalışıyor şerefsizler, yer mi lan anadolu çocuğu. )
O yüzden ilk iş olarak bu ziyaretçi trafiğini arttırmam gerek. Bunun için bloggerlar sık sık yazı yazmayı öneriyorlar. Seneye almanca hazırlık okurken küçük bir notebook alıp bunu sadece yazı yazmak için kullanmayı planlıyorum. Çantamda gezdiririm güzel olur bence.
(Telefondan yazmak çok zor moruk.)
Yani üniversiteye başladığımda bol bol yeni yazı göreceksiniz inş.
Ayrıyeten küçüklüğümden beri hep kitap yazmak istemiştim. Ama kitap yazmanın öyle he diyince olmayacağını düşünenlerdenim. Güzel bir kitap ortaya koymak için bol bol kitap okumak ve küçük hikayeler yazıp antrenman yapmak lazım. Işte tam olarak bu yüzden seneye wattpad kullanıp 40-50 sayfalık küçük hikayeler yazacağım
Kitap yazmak çok güzel bir şey bence ya, hem insanlara inceden inceden düşüncelerini aşılayabiliyorsun hem de sen ölünce çocuklarına, onlar ölünce onların çocuklarına giden güzel bir gelir kaynağı.
Bu ikisinin dışında çok üzülerek söylüyorum ki sanırım blogun temasını değiştirmek mecburiyetinde kalacağım. Bu temayı aşırı derecede çok seviyorum ama (çeşitli sebeplerden dolayı) mobil görünümü masaüstü görünüm gibi yapamazsam eğer temayı değiştirmem gerekecek. Abimin webtasarım okuyan arkadaşları vardır onlara yaptırırım belki.
Sanırım blog hakkındaki kısa süreli planlarım bunlar, eylül ekim aylarından ocak ayına kadar haftada ikişer yazı yazmaya başlayabilirim. Eğer misafir yazarlık gibi bir şeyle ilgileniyorsanız sizin yazılarınızı da ekleyebilirim.
Blog harici olan konulara gelecek olursak bu sene Marmara Üniversitesi Almanca Mütercim Tercümanlık okumaya başlıyorum. Aganız ingilizce yan dal yapıp üniversite bitince iki diploma ile mezun olacak inşallah. Yani ingilizce ve almanca tercümanlık diplomalarım olacak;))
He yeri gelmişken babamı ispanyolca kursuna da ikna ettim, bu gidişle sene sonunda 4 dil bilen bir insan olup çıkabilirim
Offf keşke öyle bir şey olsa ya her zaman söylerim 4 dil bildiğimi
+ Selam.
- Dört dil biliyorum
+ Naber?
- Dört dil
Evet sanırım bugünkü agasal bu kadar, yaklaşık 15 gün daha izmirdeyiz ve ben bronzlaşmaktan çok ırk değiştirdim. Istanbula gideyim de üç dört gün yüzümü keseliyim rengim açılsın. Ciddi diyorum renkli bir şey giyince romanlara benziyorum.
ağmaan bea
Kendinize cici bakın çok uzattım ama canım sıkılıyordu n'apayım...