Agalara Geldik

Takip Edin



"Blog Yazan Kendine Yazar"
Hani bir söz vardır ya, ‘’İyilik yapan kendine yapar.’’ diye. Ben de bu sözden esinlenerek blog yazan kendisine yazar sözünü uyarladım. Ama gerçekten de insanların kendisine yapabilecekleri en önemli iyiliklerden birisinin blog yazmak olduğunu düşünmekteyim.





Fantezi alanı ile ilgilenen herkesin, hayatında en az bir kere ismini duyduğu belli başlı diziler vardır. Bunlardan başında Supernatural, Teen Wolf, The Vampire Diaries gibi diziler geliyor. İlk iki diziden (yanlış hatırlamıyorsam) daha önce blogumda bahsetmiştim. Eğer önceki dizi veya film önerilerimi okuduysanız genel olarak uçmalı kaçmalı, fantastik yaratıklarla dolu dizileri/filmleri sevdiğimi biliyorsunuzdur. Bugün de size The Vampire Diaries'in spin off'u yani, o dizide çok sevilen konuk oyuncuların farklı başka bir dizi olarak ekranlara gelmesiyle başlamış seriyi, yani The Originals'i anlatmak istiyorum.


Dışarıya baktığımda yaşanan çoğu olumsuz olayın ana sebebinin kültür eksikliği veya bilgisizlik olduğunu görüyorum. Komşular arası kavgalar, akrabalar arası tartışmalar, tacizler, tecavüzler ve cinayetler gibi bir çok suçun altında yatan tek şey aslında insanların bilinçsiz yetişmesidir. Nitekim bu tür suçların en çok yaşandığı ülkeler, gelişmemiş, üçüncü dünya ülkeleri olarak karşımıza çıkmaktadır. Peki kişisel gelişim nasıl olur? Kendimizi nasıl geliştirebiliriz?

"Neden yabancı dil öğrenmeliyim?"

Yabancı dil öğrenmek yüzyıllardır gerek devlet büyüklerinin gerek tüccarların çok önem verdiği bir konudur. Yirmi birinci yüzyılın getirdiği globalleşme süreci ile artık neredeyse her işte önem kazanmaya başlayan en az iki dil öğrenme gereksinimi, başta gençler olmak üzere herkesin üzerinde çok çaba harcadığı bir durum haline geldi. Peki ya yeni bir dil nasıl öğrenilir? Kursa gitmeden evde Yabancı dil öğrenilir mi?


Dünya sağlık örgütünün verilerine göre toplam 1 milyar 100 milyon insanın sigara içtiği bir devirde yaşıyoruz. Yani demek oluyor ki dünyadaki 7 insandan birisi aktif olarak sigara kullanıyor. Amerika'da ülke nüfusunun yüzde on üçü sigara içiyorken, sigara içenlerin yüzde yetmişi bırakmak istediklerini ama bırakamadıklarını söylüyorlar. Peki ya dünyadaki herkes aynı anda sigarayı bıraksa ne olurdu? Bunun çevreye ve ülkelere etkisi nasıl olurdu?


Siyasi ve ekonomik gelişmeler arttıkça ülkeler arası iletişim fazlasıyla önem kazanmaya başladı. Dünyanın yüzde 73'ünün İngilizce bildiği söyleniliyor. Hal böyle olunca etrafınızdaki insanlar size İngilizce bölümünde okumanın bir hata olacağını söyleyebilirler. Dil bölümü seçmek istediğinizde ailenizden ve arkadaşlarınızdan en sık duyduğunuz söz, "Dil okuyup ne olacaksın, öğretmen olsan atama beklersin, tercüman olsan herkes İngilizce bildiği için seni neden alsınlar" sorularıdır. Bu tür soruların haklı yanları olmasına rağmen bazen çok yanlış sonuçları olabiliyor.



Yirmibirinci yüzyılın başlıca sorunu insan hayatının sadece monoton bir çalışma temposu üzerine kurulu olmasıdır. Sabahın yedisinde uyanıp işe gidersin, akşam saat onda eve gelirsin. O yorgunlukla bir çay içer sonra ise sabah yedide uyanıp işe yetişebilmek için erkenden yatarsın. Hep daha fazla kazanabilmek için daha fazla çalışırsın. Kazandığın parayla daha iyi bir ev veya daha iyi bir araba alırsın. Bu sefer de evin ve arabanın parasını ödeyebilmek için çalışırsın. Böylelikle yavaş yavaş erir gidersin.