Gün geçmiyor ki biraz daha şaşırmayalım,beynimizden kaynar sular akmasın. Gün geçmiyor ki ırmağının akışına ölmek istediğimiz memleketimiz, bizi o ırmakta intihar etme düşüncelerine sürüklemesin. Kelimeler bazen bir takım olayları açıklamak için yetersiz gelir ya hani, aklınızdan aynı anda üçer beşer cümleler geçer ama siz hangisini dile getirmeniz gerektiğini seçemezsiniz; böylelikle de biraz çaba sarf ettikten sonra kendinizi susarken bulursunuz.. İşte tam  olarak öyle bir yazı yazma kararı aldım bugün.



Geçtiğimiz haftalarda sık sık ülke çapında depremler yaşadık. Hatta öyle ki çoğumuzu "asıl deprem" korkusu esir aldı. Bazılarımız deprem olduğunda evin neresine saklanacağını çoktan planladı, Bazılarımız ise kendisine bir deprem çantası bile ayarladı. Yaşadığımız bu sıkıntılar arasında belki gündelik hayatımızdan kaçmak istediğimiz için sosyal medyaya ya da haber sitelerine girdik. Ne görelim. Bir üniversitede "Profesör" kisvesi altında eğitim veren isim çıkmış diyor ki "Depremler-zelzeleler zinanın yaygınlaşması ve çocuk yaşta evliliklerin yasaklanması yüzünden oluyor"

Hayır efendim, depremler zelzeleler bu yüzden değil, yer kabuğundaki levhaların hareket etmesi ve hareket eden bu levhaların bazı yerlerde birbirine basınç uygulayıp sıkıştırması yüzünden oluyor. Nasıl oluyor da böyle acı ve hassas bir dönemde kendi sapkın inançlarını yaymak için depremi kullanabiliyor insan, anlamış değilim. Bunu yerel halktan, köyden, dağdan bayırdan, Müge Anlı showdan bir insan da söylemiyor üstelik. Bunu söyleyen kişi nasıl olmuş ise profesör ünvanı alacak kadar "okumuş" (öhöm torpillenmiş öhöm) birisi.

Bunları söyleyen insanlar geçtiğimiz aylarda yaşanan İstanbul depreminde tek yıkılan yapının bir cami minaresi olduğunu görmezden geliyor. Eğer gerçekten deprem Allah'ın bir gazabı olarak geliyorsa sizin sapkın inançlarınızı Müslümanlık olarak insanlara yaymak istediğinizdendir.

Söylenecek o kadar söz var ki.. Ancak günün gelip devranın dönmesini bekliyorum/bekliyoruz. O devran bir dönsün hele, bakın sessizlik nasıl bozulacak.