Aradan aylar geçti ve yine sizlere bir hikaye anlatmak istediğim o garip
zamanlardan birine girdim. Gelin bakalım şöyle, toplaşın. Önceki "
Gökler Kütüphanesi"
hikayemdeki gibi uzak diyarlara götürmeyeceğim sizleri bu sefer. Hayır, bu sefer
daha içimizden, her zaman geçtiğiniz o kuytu sokaktaki tamirci dükkanına
götüreceğim. Hani şu kapısının önünde beyaz bir sandalye bulunan ve zaman zaman
kır saçlı bir amcanın oturup sigara içtiği şu küçük dükkan var ya. İşte orada
geçiyor bu hikayemiz. Ayrıca bu seferki öyle peri masalı gibi de olmayacak.
Dediğim gibi daha içimizden bir hikaye olacak. Kırılan kalplerinizi onarmasını
veyahut içinize bir nebze de olsa su serpmesini istiyorsanız diğer hikayeyi
"bu linke" tıklayarak okuyabilirsiniz. Bu hikaye yalnızca, içinde bir yerlerde bozulmuş hisseden ve
bununla barışmaya çalışan insanlar için.