Agalara Geldik

Takip Edin


Netflix dünya çapında adını duyurmuş bir Film-Dizi çekim kuruluşudur. Geçtiğimiz senelerde çoğu ülkenin orijinal dizilerini kendi prodüksiyon ve çekim yöntemleri ile dünyaya sunan Netflix şirketi oldukça iyi bir izleyici kitlesine sahip oldu. Ayrıca ortaya çıkarttığı bu yeni dizilerden bazıları dünya çapında ses getirmeyi başarmıştır. Örneğin Dark dizisi Almanya'nın ilk Netflix orijinal dizisidir ve yanlış hatırlamıyorsam ilk Fantastik dizilerinden de bir tanesi olabilir. Buna rağmen bile bu dizi dünyanın bir çok ülkesinde büyük bir hayran kitlesine sahip olmuştur.

Turkish Space Agency 


"Hans'lar Helga'lar, George'lar Katherina'lar çıkar da benim Hasan kardeşim, Ayşe bacım uzaya çıkamaz mı?"

 Geçtiğimiz gün Resmi Gazete'de yayımlanıp bakanlık tarafından onaylanan Türkiye Uzay Ajansı sonunda resmen kuruldu. Uzun zaman önce yapılmış olması gereken bir şeydi ancak sonunda yaptık. Ajans hakkında şuan için bilgilerimiz oldukça kısıtlı, ancak size verebileceğim genel ve mümkün ufak tefek bilgiler tabi ki var.


İdam cezası genellikle vatana ihanet ve vahşice işlenen suçlara verilen bir ceza türüdür. Bu cezanın yasallığı uzun yıllar boyunca çoğu ülkede tartışılmıştır. Çoğu gelişmiş ülkenin idam cezasını çağ dışı bulmasına rağmen dünyanın ileri gelen bazı ülkeleri (Çin ve Amerika gibi) hala idam cezasını kullanmaktadır. Peki idam cezasını bu kadar tartışılır kılan şey nedir?




Son üç haftadır Fransa'da eylem yapan Sarı Yeleklileri hepimiz haberlerde bol bol duyduk. Benzin fiyatlarında olan artışı protesto etmek amacıyla ayaklanan 130 bin kişi, ülkenin farklı bölgelerinde çok büyük eylemler yaptı ve ülkenin ekonomisine yaklaşık 10 Milyon Euro'luk hasar verdi. Ardından bu eylemler Brüksel'de de meydana gelmeye başladı. Brüksel hükümeti oldukça şiddetli karşılık verdiği için sanırım eylemler Fransa'daki kadar ses getirmedi. Ama bu sefer Hollanda ve Almanya'da da Sarı Yelekliler ufaktan ayaklanmaya başladılar. Brüksel ve Hollanda'da polis arabalarını yakan ve binaları sprey boyalarla kirleten "protestocular", Almanya'da neredeyse hiç olay çıkartmadan dağıldılar.


Son zamanlarda aklımda kurmuş olduğum bir planım / hedefim var. Son beş aydır ailemle geçirdiğim sıkıntılı dönemlerin ardından fark ettim ki artık ailemle yaşamak istemiyorum. Ve Türkiye şartlarında hem okuyup hem çalışmanın da ne kadar zor olduğunun farkındayım. Bu yüzden diyorum ki madem Almanca Tercümanlık okuyorum, neden bu bölümü bir Alman Üniversitesinde okumayayım. Hem Almanya'da çalışma süreleri daha az, hem de ücretleri daha dolgun. Aynı zamanda yaşam gereksinimlerini gerektiren besinler daha ucuza bulunabiliyor. İşte bu yüzden bir kaç araştırma yaptım. Bugünkü yazıyı benim gibi yurt dışında üniversite okumak isteyen ve yurt dışında üniversite okurken karşılaşacağı masrafları hesaplamak isteyen arkadaşlar varsa, onlara ufak bir fikir sunmak için yazıyorum

İlk olarak benim gitmek istediğim üniversiteden bahsedeyim. Ben Heidelberg üniversitesinde Çeviri Bilimi okumak istiyorum. Bu üniversite Almanya'nın en eski şehirlerinden birisi olan ve ülkenin en romantik şehri olarak adlandırılan Heidelberg şehrinde yer alıyor. Ve sanırım Almanya'nın en eski üniversitelerinden de birisi. Bu üniversitede bu bölümü okuyabilmek için benden bir kaç adet belge istiyorlar.

Sırasıyla bu belgeler,


  • Lise Diploması
  • Lise ve Üniversite Transkript
  • ÖSYM sonuçları ve Üniversite Öğrenci belgesi
  • Almanca C1 dil sertifikası
  • Pasaport vesikalık fotoğrafı (max 4x5 cm)
  • Pasaport kimlik bilgi bölümü fotokopisi
  • 3 adet uluslararası posta pulu (international reply coupon)


ve bütün bunların noter onaylı almanca tercümesi isteniyor.

Benim tek sıkıntım şu anki Almanca bilgimle C1 dil sertifikasını alıp alamayacağım muamması. Biraz bu belgeden bahsedeyim isterseniz. Almanya'da üniversite okumak istiyorsanız çoğu bölüm sizden iyi düzeyde bir Almanca bilgisi istiyor. C1 seviyesindeki bir insan, akıcı olarak o dili konuşabilen ve bütün kelimeleri bilmese bile, bilmediği kelimelerin anlamlarını bağlamdan çıkartabilecek bir seviyededir.

Şahsen ben konuşma yeteneği olarak şu an B2 seviyelerinde olduğumu düşünüyorum. Okuduğunu anlama ve yazı yazmaya gelirsek C1'e zorlarım. Dinlemede ise yine B2 seviyelerinde sayılırım. Düzgün bir dille ve yavaşça konuşulan çoğu şeyi anlayabilecek seviyedeyim. Ancak bu bana henüz yeterli değil. Bu durumu çözmek için neredeyse her gün okula gitmek için normalden 30 dakika erken uyanıp telefonumdan Almanca Radyo açıyor ve gözlerimi kapatıp uyumaya çalışıyorum. Bırakıyorum arka planda çalsın. Hem de çoğu zaman uyuyamıyorum adamların saçma sapan seslerinden. Bilmiyorum ya Almancanın çok değişik bir tınısı var, bazen çok tatlı olan şey bazen çok rahatsız edici oluyor. Hele o gırtlaktan tükürür gibi hırlayarak çıkartılan Ğ sesi....

Konuyu dağıtmadan size Almanca hakkında verebileceğim en iyi tavsiye, bol bol konuşma pratiği yapmaya çalışın. Günlük hayatta birisi size ufak bir soru yönelttiğinde bunun Almancası nasıl acaba diye düşünmeye zorlayın kendinizi. Aynı şey İngilizce için de geçerli tabi ki. Ardından her bulduğunuzu okumaya çalışın. Çünkü ne kadar çok okursanız o kadar gramerde düzgün metinler yazarsınız. Ne kadar dinlerseniz de o kadar iyi konuşursunuz. Bu ikililer asla değişmez. Bir insanın çok güzel metinler yazabilmesi maalesef her zaman iyi konuşacağı anlamına gelmiyor.

Bu iki konuda sizlere Deutsche Rundfunk ve Bundle gibi uygulamaları tavsiye edebilirim. İkisi de oldukça ileri seviye Almanca istiyor. Oldukça derken B2 üzeri, C1 seviyelerinde inişli çıkışlı hareket eden bir seviye demek istiyorum. Rundfunk'u yani Radyo'yu illâ ki anlayacaksınız diye bir şey yok. Bırakın arkada çalsın. Anlamaya çalışın ama anlamıyorum diye de üzülmeyin. Böylece konuşma kalıplarını yavaş yavaş anlamaya başlarsınız. Veya hangi kelime hangi fiille yan yana geliyor, hangi fiil veya kelime olumlu anlamda, hangisi değil; bunları sezmeye başlarsınız.

Tamam diyelim ki C1 belgesini aldık, yapmamız gereken şey ne? İlk yapmanız gereken Almanya'ya gidebilecek paranızın olduğunu ve orada okul bitene kadar yaşayabileceğinizi kanıtlamak. Eğer 8000 küsür Euro'nuz varsa evet gidebilirsiniz. Bloke hesap açtırmanız gerekir. Her ay size sanırım maksimum 450 euro para çekme izni verilen bu hesapla orada 3 sene rahatça yaşarsınız. Fakat eğer kanıtlayabilecek bir paranız yoksa ne yapmanız gerekiyor?

İşte bu noktada garantörlük kavramı karşımıza çıkmaktadır. Garantör kişi bir devlet dairesine gidip size maddi açıdan destek çıkacağını beyan ediyor ve yaklaşık iki üç haftalık inceleme sonrasında bu kişinin size bakabileceğine kanaat getirilirse izin verilmiş oluyor. Garantör kişinin akrabanız olması veya size gerçekten maddi bir destekte bulunması gerekmiyor. Sizin yeterli paranız varsa ve çalışabilecek bir insansanız orada gayet iyi bir şekilde yaşayabilirsiniz. Sadece kağıt üzerinde bir imza gerekmekte.

Bu belgeyi de mayıs ayına kadar hazır ettiysek o halde istenilen diğer belgelerin Almanca tercümelerini noter onaylı bir büroya çevirttirmek. Ve bunları en kısa zamanda üniversiteye yollamak. Bundan sonra geriye sadece beklemek kalıyor. Üniversite muhtemelen temmuzun sonlarına doğru size çoktan haber vermiş olur. Bana kalırsa bu sürede yapabiliyorsanız çalışmak çok önemli olabilir. Şahsen bir sürü kışlık kıyafet almam gerekecek ve Almanya'da giyim sektörünün çok pahalı olduğunu biliyorum. Türkiye'de 50 ₺'ye bulabileceğiniz kıyafetlerin fiyatları genel olarak 50€ ile 100€ arasında değişebiliyor.



Almanya'ya okul başlama döneminden bir ay önce gitmek (ağustos ayında) iyi bir fikir olabilir. Kendinize bir iş bulmak ve yurt ayarlamak için erkenden gitmeniz sizin için iyi olacaktır. Son zamanlarda yaptığım araştırmalara dayanarak size aşağı yukarı aylık ne kadar paranızın olması gerektiğini göstermek istiyorum.

Not: Bu sayılar kesin sayılar değildir ve kişiden kişiye değişebildiği gibi üniversiteden üniversiteye de değişiklik gösterebilen sayılardır.

İlk olarak öğrendiğim kadarıyla yarı zamanlı işler genellikle 450-500 euro gibi bir ücret veriyormuş. Eğer bir öğrenci 20 saat olan çalışma süresi sınırı geçerse 200 euro'ya kadar ek vergiler ile kesinti oluyormuş. Yani bu sınırı geçecekseniz en azından 700-800 euroluk bir iş yapın ki maaşınız kesintiler ile tekrar 500 euro'ya düşmesin. Bunun dışında kafelerde çalışıp bahşişler ile ek kazanç edinebileceğiniz gibi eğer bir yeteneğiniz varsa çocuklara falan özel ders vermeyi deneyebilirsiniz.

(Bu arada az önce Almanya'da üniversitemin olduğu yere yakın iş verenlere baktım. Bir tane Türkçe bilen yaşlı bakıcısı için saatlik 12,60-18,20 Euro maaş diyordu. Bir tane de Türkçe dersi verebilecek saatlik 20-25 Euro veren iş gördüm. Yani bu, eğer çok zorlarsanız ve yeteneklerinizi kullanırsanız güzel maaşlı bir iş de bulabilirsiniz demek oluyor. Bu noktada benim tek yeteneğimin Türkçe konuşabilmek olduğunu anlamış bulunmaktasınız.)

Geldik şimdi burs arama işlemine. Öncelikle yurt içinde bir çok yurt dışı öğrencilerine burs veren vakıflar bulunmaktadır. Bunlara başvurabilir ve bazılarından burs alabilirsiniz. Ya da yurt dışı olması gerekmiyor, siz normal burs veren kurumlara biraz duygu sömürüsü yaparak TL ile 200'er 300'er burslar alsanız bile hiç değilse okulun aidatlarını falan karşılarsınız veya bir iki günlük yemek paranızı çıkartırsınız. KYK'nın verdiği şu anki yurt dışı lisans bursu 900 küsür TL ve aşağı yukarı 150 Euro yapıyor. Buradan da geldi mi size neredeyse bir aylık yurt kirası. Tamamm şuan çok çok daha rahatsınız. Tek derdiniz karnınızı ve gözünüzü doyurmak artık.

Yemek masrafları için forumlarda çok değişken şeyler yazılmış. Ama ortalama olarak 200 Euro herkese yemek masraflarını çıkartmak için yetiyormuş. Zaten her gün 10 Euro'ya dışarıdan bir şeyler yeseniz bile maksimum 300 Euro yapar bu fiyat. Ama öğrencilik hayatında bu kadar savurgan olamıyorsunuz maalesef. Daha ailemle kalırken bile ya param biterse diye strese giriyorum, yurt dışında savurur muyum ben o parayı?? Gider paşa paşa marketten yemeklik ürünleri alıyorsunuz ve odanızda kendiniz pişiriyorsunuz.

Ayrıca Almanya'da bizim 25 TL'ye aldığımız Hamburger menüleri bile 5-7 Euro arasında gidip geliyor. Yani yemeğin o kadar sıkıntı olacağını düşünmüyorum. En azından sevgili falan yapmazsam kendi kendime yeterim bence.

Okul Aidatları konusu ise çok değişken olabiliyor. Bazı üniversiteler Tuition fee adı altında para almıyorken çoğu Üniversite az da olsa bir miktar alıyor. Heidelberg üniversitesi için de bu ücret dönem başına 152 Euro gibi bir miktar. Bölelim dörde, aylık 38 Euro. Hiçbir şey. Kaldı ki bu fiyatı verdiğinizde otobüs kartı da alabiliyorsunuz ve okula giderken ücretsiz yolculuk yapabiliyorsunuz.

Yurt fiyatları ise genel olarak 130-300 Euro arasında değişkenlik gösteriyor. Fiyatlandırmada doğal olarak okula mesafesi, internet ve telefon bağlantısı, binanın konumu gibi etmenler göz önünde bulunuluyor. Benim tahmin ettiğim kadarıyla üç aşağı beş yukarı 200 euroluk bir yurt bulmak çok zor olmayacaktır.

Ekstra masraflar: Bu masraflara zorunlu sigorta, sim kartı, internet pakedi, cartı curtu da ekleyip kafadan bir 200 euro daha koyarsak bence kendimizi garantiye alabiliriz. Hadi hiç ek "zorunlu" masraf çıkmadı diyelim, o zaman bunu sadece arkadaşlarımızla ya da tek başımıza harcadığımız para olarak düşünelim. O halde listemiz şu şekilde oluyor:

KYK +150 €
Maaş +450 €
Aidat -40 €
Yemek -200 €
Kira -200 €
Ekstra giderler -200 €
-------------------
-40 € 

İşte bu ekstra 40 euro en kötü ihtimalle ihtiyacınız olacak para miktarı. Eğer savurgan olmazsanız ve güzel bir iş bulursanız  bu bütçeniz +240 euroya bile dönebilir. Bu sayede para bile biriktirebilirsiniz. Bu hesaplamayı yaparken göz önünde bulundurduğum faktörler şunlar.

1- KYK harici burs bulamamanız. Kaldı ki KYK herkese burs veya kredi biçiminde çıkıyor sıkıntı yok yani onda, ayrıca Almanya'da Türk öğrencilere burs veren kurumlar veya kişiler de bulabilirsiniz diye inanıyorum. Sonuçta oldukça kalabalığız ve insanlar gruplar haline geldikçe birbirlerine yardım etme içgüdüleri çok çok artmaktadır. Bu yüzden bu duyguyu da kullanıp durumu iyi birilerinden burs da alabilirsiniz. Ya da ailenizin yollayabilecek durumu varsa size göndereceği 50-100 euro bile çok çok işinize yarayacaktır.

2- Maaşınızın en düşük ücretlerden olan 450 Euro olması. Bu ücret saatlik 5,6 euroya denk gelmektedir ve çoğu öğrenci saatlik 8-12 euro arasında çalışmaktadır. Yani aylığa vurarsak 640-960€ arasında.

3- Kiranızı 130-300 euro arasından 200 euro olarak seçtim. Daha ucuza da bulursunuz diye düşünüyorum ama başkaları tarafından hemen kapılır mı bilemem. Bence öğrenci ağırlıklı bir şehre gidiyorsanız kapılabilir.

4- Ekstra 200 euro masraf çıkması. Elektrik ve suyu zaten yurt ödüyor. İmkansız yani o kadar masraf çıkması ama yazdım işte güvenmeyelim şansımıza bu kadar.

En iyi ihtimalle hesaplarsak:

KYK + 150 €
Burslar + 200 €
Ailenin yardımı + 50 €
Maaş + 650 €
Kira - 200 €
Aidat - 40 €
Yemek - 200 €
Ekstralar -200 €
-------------
+410 Euro


Bu da böyle bir yazıydı işte agalar. N'olur dua falan edin de şu C1 sınavını verebileyim. :D

Çok da uzatmadan bitireyim yazıyı. Umarım aklınızda bir takım şeyler oluşmuştur. Ve umarım hayalinizi istediğiniz en iyi şekilde gerçekleştirebilirsiniz. Aklınızda olan soruları yorumlar kısmından yazabilirsiniz, bildiğim kadarıyla cevap vermeye çalışırım. Kendinize iyi bakın.


Blog yazmak bazen gerçekten çok zor bir etkinlik olabiliyor. Blogunuzu güncel tutmanız gerektiğinin farkında olup da bloga yazacak bir konu bulamamak doğal olarak insanı çok rahatsız eden bir durum. İşte tam olarak bugün bu yazıyı "Bloguma ne yazabilirim" diye düşünen arkadaşlar için yazıyorum.