kişisel gelişim yazıları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kişisel gelişim yazıları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Merhaba Agalar'ım. Son zamanlarda ne Tumblr bloguma ne de Agalarageldik'e pek zaman ayıramıyordum, bu yüzden az önce telefonumun internetini kapattım ve bilgisayara oturdum. Bugün her zamankinden daha farklı bir yazı yazmak istiyorum. Ülkenin ve dünyanın durumundan söze girip birkaç tür insanı eleştireceğim. Çünkü bunu birisinin yapması gerekiyor, uyan Türkiye'm uyan..
-Dikkat ağır eleştiri içerir-
İlk olarak Türkiye'nin halinden bahsetmek istiyorum. Kendi ülkemi kötülemekten nefret ederim ama şuan cidden hiç umrumda değil çünkü değişmesi gereken bir yapımız var. Türkiye'de bana kalırsa en büyük problem siyasi düşünceleri günlük hayatımızın merkezine yerleştirmemiz. Yerleştirmemiz diyorum çünkü hepimiz az çok bunu yapıyoruz. Ailemizin sevdiği insanları seviyor, onların benimsediği düşünceleri benimsiyoruz. Ta ki başka bir siyasi figür bize yararı dokunan bir atılımda bulunana kadar bunları canımız pahasına savunuyoruz. Sonra yeni gelen siyasi figüre bağlanıyoruz ve onun sevmeyenlerine karşı nefret besliyoruz.
Örneğin A partisi ve C partisi yüzünden kaç kişinin tartıştığını gördüm şu zamana kadar anlatamam. Babası A partisinden olan bir çocuk sürekli babasının düşüncelerinden etkilenip A partisine sempati besliyor. Daha 18 bile olmadan (oy bile veremeden) 30 santimetre boyuyla bu partinin savunuculuğunu yapıyor. En yakın arkadaşı da ondan pek farklı değil tabi, o da hep C partisinin düşünceleri ile doldurulmuş. Bu iki çocuk neden okuldaki dersler, evde izledikleri filmler veya gördükleri kızlar hakkında konuşmuyor da siyaset konuşuyor ki? Bu konu o kadar saçma bir konu ki anlatamam.
Siyasi düşüncelerinizin olmasına karşı değilim. Ancak bunun sadece kendi ailenizden duyduğunuz fikirler olmasına karşıyım. Bu fikirlerin 13-17 yaşlarında olmasına karşıyım. Bu fikirlerin okul, kafe, sokak, lunapark gibi yerlerde olmasına karşıyım. Eğer siyaseti çok iyi biliyorsanız meclise gidin orada tartışın.
Arkadaşlarınızla siyaset konuşmayın, çünkü siyaset aranızdaki muhabbeti ayıracak en basit konudur. Hatırlatmak isterim ki hiçbiriniz A veya C partisinin başkanları ile birebir konuşup arkadaş olmadınız, aksine onların hazırladığı konuşmaları dinleyip onlara inandınız. Onların sadece televizyonda çıktıkları kadarını biliyor ve dinliyorsunuz.
Siyaseti ve siyasetçileri sevmenin kötü bir yanı yok tabi ki ancak onları ölümüne savunmak çok tehlikeli bir durum. Takım tutmuyorsunuz arkadaşlar. Boru değil.
Türkiye'de sevmediğim diğer bir şey, çoğu insanın özel hayata saygısının olmaması. Nasıl mı? Türkiye'de kıyafet özgürlüğü denen bir şey var öyle değil mi? Peki bazı açık insanların, kapalı insanlara örümcek kafalı demesi ve yine bazı kapalı insanların açık insanlara orospu demesi neden? Sorsanız ikisi de bu benim özgürlüğüm ben böyle giymeyi seçtim der ama kapalı bir kız göbeği açık başka bir kızı görse içten içe "Şuna bak nasıl giyinmiş, kaşar kadın" diyor. Aynı şekilde göbeği açık giyinecek kadar rahat olan bir kız ise çarşaf giymiş birisini görünce "Bu neden benim gibi rahat değil yaa yobaz kadın" gibi bir düşünceye girebiliyor. Bu düşünceyi tüm kapalılara ve açıklara yüklemiyorum ama ben şu zamana kadar sürekli böyle konuşmalar duydum ve hiç "SİZE NE !" diyemedim. Bu zamana kadar hiç o kadar öz güvenli olamadım ama madem sanaldayız şimdi klavye delikanlılığımı gösteriyorum
SİZE NE YA SİZE NE
Bir de şöyle tipler var, birisi ben feministim diyince ona hemen dikkat çekmeye çalışan bir kişi gözüyle bakılıyor. Hatta sırf sinir oluyorlar diye kadın yerine inatla "bayan" diyen insanlar tanıyorum.
Veya ateistim denilince "Yanacaksın" şeklinde şeyler söyleniyor. Bunu geçtim ateistler de "yallah arabistana" diye dini inancı olanlara sataşıyor. Aleviler sünnilere, sünniler alevilere kız vermiyor. Ülke çapında herkes herkesle kavga içerisinde.. Neden?
Din bireyseldir arkadaşlar. Kimse kimseye dini inancı ile ön yargı taşımamalı. Ben müslümanım ama alevi, agnostik, ateist ve katolik arkadaşlarım oldu şu zamana kadar. İki cümle öncesinde kimse kimseye dini inancından dolayı ön yargı taşımamalı dedim, onu geri alıyorum. Kimse kimseye hiçbir fikir yüzünden ön yargı taşımamalı.
Geçenlerde lezbiyen bir kız anonim olarak soru sorduğunda bana mesaj atmasını ve konuşabileceğimizi hatta arkadaş olabileceğimizi söyledim. Anında başka bir anonim gelip "Eşcinsellik günahtır normalleştirmeyin." gibisinden bir şey yazmıştı. Eşcinsellik günah değil eşcinsel ilişki İslam'da günahtır. Ben de buna inananlardanım. Ama ne ben ne de sen eşcinsel olduğu için birisini cehenneme atamayız. Bu onların seçimi değil bunu anlamak gerekiyor. Kim Türkiye'de eşcinsel olmak ister ki? Hem benim namaz kılan ve çok inançlı bir eşcinsel arkadaşım da olmuştu. Çok merak ediyorum eşcinsellik günahtır diyip insanları dışlayan kaç kişi 5 vakit namaz kılıyor.
Arkadaşımın yüze yakın hap içip intihar girişiminde bulunduğunu hatırlarım yav yazıktır günahtır.
Türkiye hakkında değişmesi gerektiğine inandığım daha bir sürü şey var. Gece dışarı çıkan bir kıza yollu gözü ile bakılmasından tutun otobüste minibüste kadınlara çeşitli şekillerde tacizlerde bulunanlara kadar. Ya da bir kızın bıyıkları ve tüyleri çıkıyor diye kıza erkek fadime diyen insanlara kadar. (Ki böyle birisi tumblrda da oldukça fenomen ama gülüp geçiyorsunuz..) Ülkeye birisi böcek ilacı falan sıkmalı aslında yav gerçekten.
Dünya çapında değişmesine inandığım bir konu ise ülkelerin bu kadar vurdumduymaz olması. Vatandaşlarının da ülkelere ses çıkartmaması. Bu konuda Türkiye'yi gerçekten çok seviyorum. Mesela Suriye'deki savaş sırasında insanların ölmemesi için elinden geldiğince yardımda bulunması veya her ramazan ve kurban bayramlarında Afrika'ya yapılan yemek, su, eğitim, barınak gibi yardımların bulunması.
Şimdi iki üç kişi Suriyelilere laf yapacak biliyorum ama biraz insancıl olun arkadaşlar. Ben de biliyorum Suriyeli üç beş kişinin Türklere neler yaptığını, o çok ayrı bir konu ama Suriyede küçücük çocukların korku içinde yaşamasını istemek fazla canice. Üstteki fotoğrafa bakın ve Suriyenin nasıl bir yere döndüğünü görün. Insanları orada ölüme terk etmek insanlığa sığmaz, sığamaz.
Peki yazı boyunca tüm bu bahsettiğim durumların düzelmesi için ne yapılabilir? Çok klasik bir cevap vereceğim. Okuyun aga. Okuyun dediysem gidip çocuk kitapları okumayın, sizi geliştirebilecek şeyler okuyun. Farklı yaşamdaki insanların hayatlarını okuyun mesela. Zorluktaki bir aileyi, kendini çirkin bulan bir kişinin hayatını, yasam mücadelesi veren insamları, farklı siyasi partilerin propagandasını yapan gazeteleri, kadınlara yapılan aşağılık hakaretleri, translara yapılan saldırıları okuyun. Kutsal kitapları okuyun mesela. Kutsal kitapların hepsi bizi gelişmiş insan yapmaya ve ahlaklı davranışlar sergilemeye yönelten kitaplardır.
Şöyle söyleyeyim Budistler Buda'nın dediklerine uysa, İsrail Tevrat'a uysa, ateistler ahlak kurallarını benimseseler, müslümanlar Kuran'a uysa ve hristiyan devletler de İncil'e uysa; her inancın insanları inançlarını bireysel (kendi başına) yaşasa dünya hayal edemeyeceğiniz kadar güzel bir yer olurdu.
Her bakımdan alçakgönüllü, yumuşak huylu, sabırlı olun. Birbirinize sevgiyle, hoşgörüyle davranın.
(İncil / Efesliler: 2)
İyilikle kötülük eşit olmaz. Sen en güzel bir tarzda uzaklaştır; o zaman seninle onun arasında düşmanlık bulunan kimse sanki sıcak bir dost oluvermiştir
(Kuranı Kerim / Fussilet: 34)
Son olarak buraya kadar okuduysanız sizi tebrik ediyorum. Eğer kendimi kaybedip sizi de eleştiri yağmurlarımla boğduysam affedin. William Shakespeare'in çok güzel bir sözü vardır: Dünyada görmek istediğiniz değişimin kendisi olun
İnşallah birkaç kişinin zihninde yeşerebilecek ufak çaplı bir tohum ekebilmişimdir, kendinize cici bakın sizi seviyorum