Merhaba agalarım. Blogger kullanan çoğu kullanıcının en yaygın hedefi verdiği emeğin karşılığını bir şekilde görebilmektir. Bu yüzden bloggerlar çoğu zaman ilk aylardan Adsense başvurusu yapar ve genellikle reddedilirler. Bu yollardan ben de çok kez geçtiğim için böyle bir yazı yazmak istedim.
Eğer bu yazıyı google aramalar sayesinde bulduysanız muhtemelen aklınızdan şu sorular geçiyordur. Bloggerla nasıl para kazanabilirim, Bloguma adsense reklamlarını nasıl alırım ya da belki Adsense üyeliğim aylardır onaylanmıyor da diyor olabilirsiniz. Bu soruların hepsine aşağıda uzunca değineceğim. Umarım bu yazı Türkiye Blogger sektörüne yeni katılan sizlere bir fayda sağlayabilir.
Öncelikle kendi Adsense maceramı anlatmakla başlayayım. Macera diyorum çünkü gerçekten biraz öyle oldu benim için. Agalara Geldik blogu yaklaşık 3 sene önce benim internetten tanıştığım 5 kişilik arkadaş çevrem ile kuruldu. Önceleri burası sadece goygoy / mizah temalı boş bir blogtu diyebilirim. O sıralarda yazdığımız yazıların çoğu sosyal medyadan link ile gelen takipçilerimiz tarafından okunuyordu. Övünmek gibi olmasın ama biraz da takipçimiz vardı bir kaç (60-70) bin =D yani başlangıç olarak çoğu bloggerdan bir adım önde başladık diyebilirim. 5 farklı yönetici olduğu için de her hafta iki yazı yazmak çok bir problem olmuyordu. Planımız blogu içerik ile doldurup hemencecik para kazanmaktı fakat Adsense ile daha hiç tanışmamıştık. Adsense'in ne kadar nazlı bir reklam platformu olduğunu bilmiyorduk. Bu yüzden ilk denemede aldı blogumuzu kafamıza vurdu, oturduk öyle yerimize. Aradan aylar geçti ve nereden baksanız 100 adet içerik oluşturmuştuk. Yine denedik şansımızı ama Adsense onay vermemek konusunda çok inatçıydı.
Hal böyle olunca arkadaş grubumuzun hevesi kırıldı ve yazarlarımız dağıldı. Geriye sadece ben kalmıştım ama benim de Adsense'ten pek bir ümidim yoktu. Farklı reklam platformlarına başvurmayı denedim ve bir iki tanesinden onay aldım. Sevinmiştim çünkü hala her hafta ikişer yazı yazmaya devam ediyordum o vakitler. Ancak reklam veren site pop-up reklamlar ve yetişkin içerikli reklamlar vermeye başladığı için bir kaç adet okurdan şikâyet aldım. Böylelikle son ümidimi de kaybetmeye çok yakınlaşmıştım.
Organik trafik
O günlerde blogta köklü değişiklikler yapmaya karar verdim. Artık Agalara Geldik nereden baksan bir senelik bir blogtu. Bu yüzden ilk fark ettiğim şeylerden birisi organik trafiğimin (yani google aramalar ile gelen okuyucunun) sosyal medyadan gelen okuyucu sayısından daha fazla olduğunu farkettim. Bu Adsense'in çok sevdiği bir özellik mesela. Sosyal medyadan görüp de gelen bir okuyucudansa arama sonuçlarından bulan bir okuyucu Adsense için daha önemli. Çünkü Adsense sahte tıklamalara karşı sıkı politikalar izleyen bir reklamveren. Linkten tıklayarak gelen bir okuyucu potansiyel olarak yazan kişinin bir tanıdığı ya da arkadaşı olabilir. Bu yüzden sırf arkadaşına yardım etmek için reklama tıklayabilir. Bu da reklamveren firma için kazanç getirmeyecek bir tıklama olacaktır çünkü yapılan tıklama sadece yazar para kazansın diye yapılıp açılan reklam hemen kapatılmıştır.
Faydalı içerik
Bunu çözdükten sonra organik trafiği nasıl arttırabilirim diye düşünmeye başladım. Bu da beni ikinci önemli noktaya getirdi. Organik trafik genelde arama motorlarında sık sık aranan konular hakkında yazılırsa artar. Bu yüzden insanlara fayda vereceğine inandığınız konular hakkında yazı yazmanız sizin katbekat yararınıza olacaktır.
Örneğin ben burada Nasıl Adsense Reklamı Aldım temalı bir yazı yazmış olsam (biraz öyle yaptım zaten ama başlık olarak bunu koymuş olsaydım diyelim :D ) gelecek olan ziyaretçi sayısı, Bloggerda adsense reklamı almak için ne yapmalı başlığı/teması ile en az 3-4 kat değişiklik gösterecektir. Yazmadan önce insanlar bu yazıyı neden okumalı diye düşünün. Kimse bu yazıyı benim kara kaşıma kara gözüme açmadı sonuçta öyle değil mi :D
Bu farkındalık ile yazmaya başladığımda fark ettim ki gerçekten gelen trafik bir nebze daha yükselmişti. Bu aşamadan sonra Adsense üyeliğine tekrar başvuru yapmaya hazırlandım. Başvuru yapmadan önce yazmış olduğum 5-6 yazı gayet uzun ve fayda sağlayabilir yazılardandı. Biraz uzun süren ilk aşamadan sonra hesabı detaylı inceleyeceklerini ilettiler e-posta üzerinden. Sonrasındaysa haftalarca beklediğimi hatırlıyorum.
Adsense onayını aldıktan sonrası
Aslında kazandığın ücreti söylemek politika ihlâli sayılabiliyor bazı durumlarda ama bunu söylemekte bir sakınca görmüyorum şu an için. İlk ay aşağı yukarı 5 TL kazanıyorsanız ikinci ay 6 TL kazanıyorsunuz. Zamanla bu fiyat yükseliyor, yani en azından benim için öyle oldu. Belli bir seviyede (sanırım 45 tl gibi) Adsense sizin ev adresinize posta ile pin kodu yolluyor. Bu kodu sitede girerek adresinizi doğruluyorsunuz.
Paranız kotayı aştığında ise paranızı adresinize sanırım zarf ile yolluyorlar. Tahminimce banka hesabına gelmesini de seçebiliyorsunuz ama o kadarını henüz bilmiyorum. Postanın gelmesi de 2-3 hafta sürüyor diyorlar. (Düzenleme: Bu seviyeye geldim bir kaç ay sonra ve hayır efendim yalan söylemişler bana 2-3 hafta falan hikaye inanılmaz uzun sürdü tekrar gönderin dedim bu sefer 2-3 hafta civarı sürdü ama :d ilkinde unuttular galiba beni )
İşte böyleyken böyle. Adsense zorlu bir reklam platformu ancak güvenilir bir yer. Birazcık zaman ve emekle siz de Adsense üyesi olabilirsiniz. Size verebileceğim tek tavsiye azimli ve sabırlı olmanız. Siteniz güncel kalsın ve biraz yaşlansın. İçerik sayısı 100'den fazla olsun. Şansınızı o zaman deneyin derim. Umarım bu yazıyı sonuna kadar okuyan herkes başarılı bir şekilde Adsense onayı alır ve bir gün o zarfın gelmesini heyecanla bekler :)
Görüş ve düşünceleriniz benim için önemli, bu yüzden yorum yazmaktan çekinmeyin :) ha bir de diğer yazılara da bir göz gezdirin derim. Sağlıcakla :)
Adsense reklamları eğer siteniz iyi hit alıyorsa cezbedici, yoksa orta halli siteler için pek de iç açıcı değil diye düşünüyorum. Verdiği ücretler az gibi.
YanıtlaSilKatılıyorum malesef öyle :(
SilAdsense candır, heyecandır aga.. benimde sancılı bi sürecim olmuştu..
YanıtlaSiliçinde dangıl dungul içi bomboş yazılarım olan bloguma bende beklerim hacı.. :) bu arada bölüm binalarımız aynı idi.. G blok Fransızca binası, hemen yanımızda Almanca binası, göztepe kampüsü.. Marmara üni. :) yanlış hatırlıyor olabilirim bahsettiğim yıllar 1995-1996 falan..
Hahaha ben o zamanlarda henüz doğmamıştım, 99'luyum ama şuan çok başka artık Marmara. Fen edebiyat fakültesinde sınıflara ayrıldı artık. Almanca Fransızca İspanyolca gibi farklı sınıflar yan yana. Hemen ziyaret ediyorum blogunuzu :) teşekkür ederim yorumunuz için :)
SilTeşekkürler, faydalı bir yazı olmuş 😊
YanıtlaSilEvet güzel yazı, boş yaparken öğretmişsin :)
YanıtlaSil