Merhaba agalarım, 

Yine aylarca kaybolduktan sonra bir anda içimin öldüğünü fark edip "Agasal" yazma kararı aldım. Biraz genel olarak neler yaptığımdan ve hayatımın akışından bahsetmek; böylece hem kafamı boşaltmak, hem de blogumu güncellemeyi hedefliyorum.

Şimdiden uyarayım, bu yazı stresle başa çıkamayan insanlara uygun değildir. Okurken stres topunuzu mıncırmayı unutmayın.

Öncelikle en son yazdığım Agasal #15'te Almanya'da Erasmus yapacağımdan bahsetmiştim. Aradan 7 ay kadar geçti ve benim erasmus maceram da dünyadaki her güzel şey gibi son buldu. Eğer siz de benim gibi inatçı bir kişiliğe sahipseniz, tahmin edersiniz ki bu sonu kabullenemiyorum. Tam olarak bu sebeple geri dönüp üniversitemi tamamen orada okumak gibi bir plan yaptım. 

Bilmeyenler için bir özet olarak bendeniz, Marmara üniversitesinde Almanca Tercümanlık öğrencisiyim ve şu an (29 Ekim 2021) itibariyle dördüncü sınıfın birinci dönemini okuyorum. Siz bunu okuyana kadar muhtemelen bu bilgi değişmiş olur ama bu kadar sona yaklaşmışken neden üniversiteni bitirip de öyle Almanya'ya gitmiyorsun dediğinizi duyar gibiyim şimdiden. Bu sorunun "çünkü" kısmı biraz uzun. Kemerlerinizi  bağlayın ve yanınıza oyuncak ayınızı alın. Ağlarken sarılırsınız. 

Sebep 1:

Almanya'da dört tane dersten kaldım. Bu yüzden bu sene ikinci dönem, dört farklı ders almam gerekecek. Hali hazırda zaten 7 dersim olacağı için dört tane ek ders almak neredeyse imkansız bir durum. Bakın dersleri başarıyla vermekten bahsetmiyorum bile. Demek istediğim toplam 11 dersin içerisinde çok büyük bir ihtimalle aynı saatte işlenen en az bir ders olacaktır. Bu da demek oluyor ki, o derslerden birisini seçebilirken diğerini seçemeyeceğim. Seçsem bile derse giremeyecek ve devamsızlıktan kalacağım. Durum böyleyken ertesi sene ikinci döneme kadar yani o dersleri başarıyla tamamlayana kadar mezun olamayacağım. Özetle aslında bu sene son senem değil. Okulumu burada bitirmem iki sene sürecek. 

Sebep 2: 

Almanya'ya başvurum kabul edildiği takdirde orada hangi dersleri eşleyebileceğimden henüz emin değilim. Çoğu dersimiz benzer olsa da bazı dersleri doğal olarak kabul edemeyecekler. Bu da benim orada en baştan okumam anlamına gelebilir. Ancak Almanya'da üniversitem 3 senelik bir lisans programı veriyor. Yani aslında en baştan başlasam bile burada okulu bitirmemden yalnızca bir sene fazla okumam gerekecek. Bu da değer mi diye sorarsanız, hem de nasıl değer.

Pozitif düşünecek olursak en az bir senelik derslerimi eşleyebilirsem orada iki sene okumam gerekecek. Yani burada okuduğum süreyle aynı sürede mezun olabilirim. Üstelik diplomamda Alman üniversitesi  yazması da bonus olacak. 

Tabi tek bonus bu değil. Eğer Almanya'da bir lisans programı bitirirseniz size 6 ay süreyle iş bulma vizesi veriliyor. Bu süre içerisinde okuduğunuz bölümle ilgili bir iş bulduğunuz taktirde oturma izninizi aynı gün alabiliyorsunuz. 

Başka bir bonus ise Almanya'da lisans bitirdiğinizde vatandaşlık için gereken oturma süreniz 8 seneden 4 seneye düşmekte diye bir bilgi okumuştum. Bunun doğruluğundan hala emin değilim ancak zaten minimum iki senesini orada okul okuyarak geçireceğimi düşünürsek, ekstra iki sene orada kalmamla vatandaşlık alabilme ihtimalim var demek oluyor eğer doğruysa. Bu da başlı başına mükemmel bir şey. 

Sebep 3: 

Türkiye'de ve Almanya'da görmüş olduğum eğitimi kıyasladığımda bize Türkiye'de hiçbir şekilde eğitim verilmediğini hissettim. Almanya'daki eğitimin daha çok pratik üzerine olması ve Türkiye'deki eğitimin çoğunlukla teorik olması beni şaşırttı. Teorik bilgiler insanları geleceğe, daha doğrusu iş ortamına hazırlamaz. Aksine teorik bilgileri iş ortamında çalışa çalışa da öğrenebilirsiniz. Belki kullanılan teorilerin isimlerini söyleyemezsiniz ama o teorinin mantığını içgüdüsel bir şekilde anlar ve hayatınıza devam edersiniz. 

Sebep 4: 

Türkiye'de okuduktan sonra iyi bir yerde işe başlasam bile kazanacağım paranın minimum 2000 TL ile maksimum 10.000  TL olacağı gerçeği. Dip not: 10.000 TL kazanmak için alanda senelerce deneyimim olması veya yurt dışı merkezli bir şirkette çalışmam gerekmekte. Ancak bu maksimum para bile aslında şu an 1000 Euro'dan az ediyor. Ve her geçen sene daha da azalıyor. 

Sebep 5:

Geri kalan tüm sebepleri bu beşinci sebep kısmında hayal edebilirsiniz. Hayalinizin içine biraz insan hakları, biraz özgürlük, biraz dünya turu, biraz konfor eklerseniz sevinirim.

Ancak Almanya'da üniversiteye başvuru yapmak sandığımdan çok ama çok daha zor ve stresli bir işmiş. Aslında çok bir şey istemiyor gibiler. Lise diploması, ÖSYM belgesi, Üniversite belgesi ve Dil yeterlilik belgesi istiyorlar. Ben de bunların hepsini zor da olsa topladım. Aslına bakarsanız zor olan bunları toplamak değildi. Zor olan bunların hepsini stresle başa çıkıp toplamaktı. 

Bana desinler ki şu on kilo çimentoyu al, İstanbul'un bir ucundan diğerine götür. Yaparım. Kan ter içinde kalsam da yapılır. Ama bana deseler ki İstanbul'un bir ucundan diğerine çimento götürülecek, sen de bu çimentonun gideceği rotayı çizip onun evraklarını, bilgilerini, gideceği kuruma verilecek raporu, göndericiden alınacak ve imzalanıp geri yollanacak sözleşmeleri hazırlayacaksın. Oturur bir sigara yakıp ağlarım oracıkta. Sıfır şaka

Almanya belgeleri de benim için bu şekilde. Yapacak birden fazla işim olduğu zaman hiçbirini yapacak enerjim kalmıyor benim. Bir de üstüne gündelik işlerim de geldi mi tamam. Bu gibi durumlarda stresimi sanata veya bilime dökebilseydim keşke. Kimi insanlar çok yapacak işi olduğunda kendilerine inanılmaz gereksiz işler çıkartıyorlar. Örneğin bazıları durduk yere dip köşe temizlik yapmaya başlıyor. Bazılarıysa gidip yemek yapıp yiyor. Bense Blogger'a yazı yazıyorum. Ya da youtube'dan 3 saatlik korkunç videolar izliyorum.

Korku videoları demişken canım çekti yine. İzlemeye kaçayım şimdi. Dikkat edin kendinize, sizi seviyorum <3