Turkish Space Agency

"Hans'lar Helga'lar, George'lar Katherina'lar çıkar da benim Hasan kardeşim, Ayşe bacım uzaya çıkamaz mı?"

 Geçtiğimiz gün Resmi Gazete'de yayımlanıp bakanlık tarafından onaylanan Türkiye Uzay Ajansı sonunda resmen kuruldu. Uzun zaman önce yapılmış olması gereken bir şeydi ancak sonunda yaptık. Ajans hakkında şuan için bilgilerimiz oldukça kısıtlı, ancak size verebileceğim genel ve mümkün ufak tefek bilgiler tabi ki var.


Örneğin ilk olarak açıklanan bilgilere göre 7 kişilik bir yönetim kurulu olacak olan bu Ajans Ankara'da yer alacak ve her ay "en az" bir kere toplantı yapmaları şart koşulacak. Muhtemelen bu ilk aylarda birden fazla toplantı yaparlar ve ilk senelerde kendilerini kanıtlamak adına askeri veya sivil uydu gibi bir şeyi yörüngeye fırlatırlar diye düşünüyorum. Bugünkü Türkiye'nin askeri teknolojiye ne kadar düşkün olduğunu göz önünde bulundurursak bu çok da şaşırtıcı olmayacaktır.

Ajans hakkında bildiğimiz bir diğer gerçek ise kendisine ait ayrı bir bütçesi olacağı. Bu aslında çok iyi bir bilgi, çünkü eğer Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nın bütçesini kullanması gerekseydi bu ülke iyice zor duruma düşerdi. Zaten Sanayi ve Teknoloji alanımız çok hoş değilken bir de böyle bir ek masraf çıkarsa bu proje ileriye dönük olarak çok ümit vadetmezdi. Ancak söylenenlere göre ayrı bütçe ayrıldığı gibi aynı zamanda kendi ürettikleri cihazların patentlerinden gelen gelir ve Tübitak'ın geçmiş seneden kazandığı paranın yüzde yirmi kadarını Ajansa vereceklermiş.

Yeni açılan Türkiye Uzay ajansı aynı zamanda Havacılık ve Uzay Teknolojileri Genel Müdürlüğü'nün yerini tutacağı için bu kurum kapatılacak. Bununla da kalmayıp TÜBİTAK Uzay Enstitüsü, TAI, ROKETSAN, TÜRKSAT gibi diğer kurumların Uzay ile ilgili proje ve planlarını Türkiye Uzay Ajansı kontrol edecek.

"Rusya'dan ilk mesaj: Türkiye ile Uzay çalışmalarında iş birliğine açığız"

Rusya, Türk Uzay Ajansı'nın resmi olarak açılmasının ardından Türkiye'ye iş birliği teklifinde bulunan ilk ülke oldu. Son zamanlarda Rusya'nın Türkiye'yi kendi tarafına çekme politikası izlediği çok rahat bir şekilde görülebiliyor. Özellikle Amerika'nın Trump hükümeti altındaki yönetimi çoğu ülke gibi bizi de Amerika'ya karşı güvensiz bir hale getirdi. Önce çoğu ülkeye yaptırımlar yapan, ardından Suriye'nin doğusunda PKK ve YPG'ye açık açık destek veren Amerika, son olarak Fransız ve Alman hükümetlerine karşı iğneleyici bir dil kullanmıştı.

Hatta Fransız hükümeti Avrupa Ordusu adında yeni bir askeri yapılanma teklifi verdikten sonra ülke yaklaşık bir aydır süren eylemlerle hükümeti devirme isteği içerisine girmiş bulunuyor. Çoğu insan bunun Amerika tarafından çıkartılan bir karışıklık olduğunu iddia ediyor. Fransa'dan sonra diğer Avrupa ülkelerine de sıçradığını ve Avrupa ekonomisini zor durumlara soktuğunu göz önünde bulundurursak bu doğru olabilir.

Hal böyle olunca Putin Türkiye'ye zor durumunda destek çıkmaya ve kendi tarafına çekmeye çalışmıştır. Amerika ve Avrupa'nın bu durumdan hiç hoşlanmadığını biliyoruz, ancak Türkler bu durumdan çok memnun gibi görünüyorlar. Hatta bazıları NATO'dan çıkmamız gerektiğini bile söylüyor. Allah'tan biz dinlemiyoruz da hala NATO'dayız, yoksa onlara kalsak ohoo bitmişti ülke şuan.

Bu konuda bizim bir avantajımız var. Putin ve Asya ülkeleri bizi yanlarına çekmek için, Avrupa ve Amerika ise yanlarında tutmak için bazı konularda bize daha iş birlikçi yaklaşabilirler. Şu anki bu iletişim çizgisi en tatlı noktasında. İki tarafa da gülümsüyoruz ve iki taraf da bir umut içerisinde.

Amerika'nın NASA'sı ve Rusya'nın Roscosmos'u ve Avrupa'nın ESA'sı. Bunların üçünden de taktiksel ve tekniksel epey yardım alabilecek bir noktadayız. Eğer bu noktayı iyi ayarlarsak çok başarılı bir seviyeye ulaşabiliriz. Tek sıkıntı olarak ayrılan bütçenin yeterli olup olmadığı kalıyor, ancak onu da bir şekilde halledebileceğimize inanıyorum. Hele bir de bor kaynağı gibi şeyler ortaya çıkartırsak uzay alanında 10 sene geçmeden hatırı sayılır bir noktaya gelebiliriz.

"Onların ESA'sı - NASA'sı varsa bizimde derdimiz tasamız var"