Agalara Geldik

Takip Edin

Üniversiteye Geçenlere Tavsiyeler



By  İkram     12:00:00    Etiketler:,,, 


Yeni başlangıçlar her zaman korkutucu olmuştur. Özellikle bir yolculuğa ya da seyahate karşı atılan en zor adım hep o ilk adımdır. Bir çocuk için okulun ilk günü neyse, bir genç için de üniversitedeki ilk gün odur. Özellikle şehir dışında bir üniversitede okumak fikri insanı en çok heyecanlandıran konulardan bir tanesi olabilir. Ancak bugünkü yazıyı "üniversitede nasıl davranmalıyım" sorusuna cevaben yazmıyorum, aksine böyle düşünenleriniz varsa şimdiden söyleyeyim: Böyle bir yazı aratıp vaktinizi harcamayın. Onun yerine bugün size üniversite hayatı hakkında ufak çaplı bir tanıtım ve tavsiyelerde bulunacağım. Hadi o halde, çok uzatmadan başlayalım.

Gözlem yapın

Üniversitenin ilk gününde sınıf arkadaşlarınızın konuşmasından ve davranışlarından az çok herkesin nasıl bir kişiliği olduğunu fark edebilirsiniz. İlk izlenimler her zaman doğruyu işaret etmese de bazı konularda size ipuçları sunabileceği düşüncesindeyim. O yüzden ilk günlerinizde genel olarak gözlem yapmanızı ve herkese en başlarda sıcak yaklaşmanızı tavsiye ederim.

Hocaları anlamaya çalışın

Sınıf arkadaşlarınızdan ziyade  ilk aşama olarak hocalarınızın sizi tanımasını sağlamakla başlayabilirsiniz. Her hocanın kendine has bir sınav okuma yöntemi var diyebilirim. Kendi bölümümden yola çıkacak olursam çoğu hocanın anca ilk vizesinden sonra sınavda ne görmek istediğini az çok anlayabilmiştim. Hatta bu sayede ilk vizeden herkesin 30-40 aldığı sınavın finalinde 75 aldığımı asla unutamıyorum. Bazı hocalar eksiksiz bilgi istiyorlarken bazıları sizin emeğinizi görmek istiyorlar. Bunun ayrımını yapabildikten sonra sınavlara daha verimli çalışabilirsiniz.

İlk aylarda devamsızlık yapmayın

İlk ayların devamsızlığı çok hoş olsa da  vizelerde aşırı derecede zorlanmanıza sebep olabiliyor. Yine de üstte belirttiğim gibi bazı hocaları tanıdıkça kimin dersinde devamsızlık yapabilip kimin dersinde devamsızlık yapamayacağınızı az çok anlayabiliyorsunuz. Hatta size şöyle bir şey söyleyeyim bir derse sadece okulun ilk haftası katıldım ve sonraki üç hafta gibi bir süre boyunca hiç katılamadım. Bu bilinçli yaptığım bir şey değildi. Ancak sonra korona virüsü ortaya çıkınca online dersler de sabahın 9'unda olduğu için katılamadım hiç birine. Bütün bu devamsızlığa rağmen vize ve finalde sınıf ortalamasının altında alacağımı düşünmüyorum. Hocayı tanımanın böyle bir avantajı var işte. Dersine giremeseniz bile bir şekilde çalışıp halledebiliyorsunuz. 
Bu yüzden devamsızlık yapılabilecek ders ile yapılmaması gereken ders ayrımını iyi yapın


Hazırlık okuyorsanız gezmeyi ve eğlenmeyi unutmayın

Hazırlık dönemi üniversitenin en eğlenceli dönemi olarak gösterilebilir. Tek yapmanız gereken bir dil öğrenmek olduğu için işiniz bölüm derslerini öğrenmekten çok daha kolay oluyor. Hazırlık evresinde herkesin ortak pişmanlığı genelde şu oluyor: Keşke zamanım varken daha çok gezseydim :) O yüzden eğlenmenize bakın. Bir şekilde dil kısmını geliştirebilirsiniz. İpin ucunu kaçırmadığınız sürece büyük bir problem olmayacaktır :D Ama şimdi gitmemezlik de yapmayın ben dedim diye.

İpin ucunu kaçırmadan kulüpler ve etkinliklere katılın

Yine ipin ucunu kaçırmamak gerektiğinin altını çiziyorum. Koskoca insanlar olmuş sayılıyorsunuz o yüzden bunu söylememem gerekir aslında ama yine de belirtmekte fayda var. Kulüpler ve etkinlikler sosyalleşmek için birebir olan faaliyetler olsa da çok fazla kişiyi üniversite derslerinden ziyade kurduğu veya üye olduğu kulüpler ile daha haşır neşir olduğunu fark ettim. Aslına bakarsanız bu kulüpten kulübe değişiklik gösterebilir. Yardımlaşma kulübü, çeviri kulübü ve bunlar gibi bir sürü güzel kulüp var. Ya da ne bileyim paten kayma kulübü gibi saçma sapan kulüpler de var. O yüzden kulüpten kulübe değişir bu ipin ucunu sıkı tutma olayı. 

Arkadaş çevrenizi iyi seçin ama yanlışa yanlış demesini de bilin

Bazı zamanlar sınıf içerisinde çok büyük gruplaşmalar olabiliyor. Bana kalırsa bu durum fazlasıyla çocuksu ve gereksiz bir olay. Bu yüzden ben genel  olarak herkesle aramı yeterince sıcak ve yeterince mesafeli tutmaya çalışıyorum. Bu durumda derslerde yardıma ihtiyacım olduğunda da başka durumlarda da çevremde insanlar olabiliyor. Kimin ne konuda size bir şeyler katabileceğini bilemiyorsunuz. 

Size tavsiyem siz kendinizin tarafında kalın ve boş yere taraf tutmayın. Ancak bazı durumlarda da haklıya haklı, haksıza haksızsın demek zorunda kalabilirsiniz. Bundan da çekinmeyin. Haksız olan sizin yakın arkadaşlarınız bile olsa en azından bireysel olarak uyarabilmelisiniz. Sonuçta artık yetişkin insanlarsınız.

Her şeyden önce kendiniz olun

Başka kalıplara veya düşüncelere girmeden önce kendi düşüncelerinizi ve kendi kararlarınızı düşünün. Kendinizi tanıyın, ardından başka düşünceleri öğrenip buna göre kendinizi geliştirin. Bunlar benim üniversite hayatımda öğrendiğim şeylerdi. Umarım sizin de üniversite zamanınız size hayal bile edemeyeceğiniz şekilde gelişme fırsatları sunar. Kendinize iyi bakın

Kim bu İkram

Adım İkram, önceden buraya yaşımı yazıyordum ancak her sene değiştiği için şu anda 1999 doğumluyum demeyi tercih ediyorum. Marmara Üniversitesi'nde Almanca Tercümanlık bölümü öğrencisiyim. 2016'dan beri ara ara buraya bir şeyler karalıyorum ve senede bir bile olsa cebime para geçmesini sağlıyorum. Bana destek olmak isterseniz blogumu favorilerinize ekleyin de arada sırada açıp bakın, hangi konularda nasıl boş yapmışım.. Unutmadan bir de yorumlarınızı okumayı çok seviyorum. Her "yeni yorum bildirimi" geldiğinde kalbim pırpır atıyor haberiniz olsun :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuz onaylandıktan sonra yayınlanacaktır