Agalara Geldik

Takip Edin

El Yazısı Yazmanın Faydaları Nelerdir?



By  İkram     21:16:00     


Üstnot: Bu metin benim çeviri ödevimdir ve gerçekten yaptığım en düzgün çevirilerden bir tanesi :) Herkese iyi okumalar dilerim.

El yazısı tarihe mi karışıyor?

Yüzyıllardan beridir ellerimizle yazıyoruz. Akıllı telefonlar ve bilgisayar bu eylemi oldukça kolaylaştırdı. Bazıları bu durumun çocukların gelişimini kötü etkilediği konusunda uyarıyorlar. Peki ya gerçekten haklılar mı?

 

Elle yazmak motor kaslarını zorlar ve beyin gelişimine destek olur

El yazısı yazabilmek insanların başarmış olduğu en büyük kültürel kazanımlardan biridir. Bu kazanım sayesinde insanlar öğrendikleri bilgileri koruyup aktarabildiler. Yazı, karmaşık düşüncelerin ve fikirlerin zaman ve mekândan bağımsız olarak diğer insanlara aktarılmasını sağladı. Onun sayesinde bizler şu an Platon ve Sokrates’in neler öğrettiğini biliyoruz. (her ne kadar öğrettikleri şeylerden bazılarında yazı yazmanın düşünce yapısına kötü etkileri olduğunu savunmuş olsalar da) Eskiden düşünceler taş sütunlara, papirüslere ve daha sonra kâğıtlara yazılırken şimdilerde ise yazı kendini bu fiziksel boyuttan uzaklaştırmaya başladı. Bugünlerde yazılarımızı akıllı telefonlar ve bilgisayarlar üzerinden yazıyoruz ve çevrimiçi ortama kaydediyoruz. Gün geçtikçe daha az kalem tutuyoruz ve daha fazla ekrana bakıp klavyeye dokunuyoruz. El yazısına ise artık sadece not alırken ve tebrik kartı yazarken ihtiyaç duyuyoruz.

Eğitimci araştırmacılar bu yüzden bunu insanlık tarihinin en büyük tehlikelerinden bir tanesi olarak nitelendiriyorlar. Ve öyle görünüyor ki haklılık payları da var; 1900 öğretmen ile yapılmış bir ankete göre kızların %30'u, erkeklerin ise %50'si hiç ara vermeden yazı yazmaya çalışırken fazlasıyla zorlanıyorlar. Ankete göre ortaokulda okuyan öğrencilerin yaklaşık %40’ı yarım saat boyunca kesintisiz bir şekilde yazı yazamamaktalar.

Durum böyle olunca öğretmenlere rakamların neden böyle olduğu hakkında bir düşünceleri var mı diye soruldu ve %53’ü gelişen dijital iletişimin buna yol açtığını savundu. Ama okul tabletleri ve Whatsapp’ta geçirilen geceler gerçekten de çocukların yazmayı öğrenmesini zorlaştırabilir mi? Ya da böylesine kadim bir kültürel gelişim ürününü unutmamıza yol açabilir mi? Ayrıca bunun çocuk gelişimine etkisi tam olarak nasıl olurdu?

Dijitalleşmenin yazma eylemi üzerinde olumsuz bir etkisi olduğuna dair bir kanıt bulunmamakta..

Dijitalleşmenin yazma problemlerine yol açtığı konusunda bilimsel bir kanıt yok. Bu konudaki çoğu yargı öğretmenlerin ve ebeveynlerin gözlemlerine dayalı ve dahası; günümüz öğrencilerinin yazı yazmakta, geçmiş zamandaki öğrencilerden daha çok zorlandığı konusunda da bir kanıt bulunmamaktadır. Psikolog ve davranış bilimci olan Christian Marquardt bu konuda yapmış olduğu seneler süren çalışmalar yapmıştır ve Schreibmotorik Enstitüsü adına düzenlediği öğretmen anketleri sonucunda en büyük eksiğimizin karşılaştıracak veri eksikliği çektiğimizin altını çizmiştir..

Tüm bunlara rağmen, sözel ifadeleri el hareketlerine dökerek yapmış olduğumuz yazma eylemini unutmamızın sonuçları olacaktır diyen Christian Marquardt’a göre, el yazısı motor kaslarını eğiten en iyi aktivitelerden birisi.

Christian Kell bu durumu şöyle açıklıyor: Bir şeyleri kavramak veya göstermek gibi temel motor kası kabiliyetleri herkeste kendiliğinden gelişir. Yetenek olarak tabir edilen bazı sonradan gelişen motor kas kabiliyetleri ise -resim çizebilmek veya bir müzik aleti çalmak gibi-  belirli bir eğitim gerektirmektedir ve bu aksiyon sinir sistemini zorlayarak gelişmesine yardımcı olur. İnsanlar motor kaslarını zorlamayı bırakırlarsa, bu onları beyin gelişimi ve ileriki yaşlarda beyin gücünün korunması açısından kötü etkileyecektir. Marquard bu sebepten ötürü her insanın hayatında en azından bir motor kasına bağlı yetenek ile uğraşması gerektiğini savunuyor. Ona kalırsa bu yetenek de el yazısı yazmak olmalı.

Bu konuya ilaveten el yazısının çocuklarda öğrenmeyi kolaylaştırdığını gösteren bir takım çalışmalar da mevcut. Anaokuluna giden 23 çocuk üzerinde yürütülen bir araştırma şunu gösteriyor ki okuma yazma bilmeyen çocuklar, bir harfi elleri ile çizdiklerinde bunu zihinlerinde daha iyi tutabiliyorlarken, klavyede tuşlara tıklayan çocuklar, o harfi akıllarında tutma konusunda o kadar da başarılı olamıyorlar.

Benzer şey, bir takım olguları öğrenmeye çalışırken de gerçekleşiyor. Örneğin ABD’de iki psikolog Princeton Üniversitesinde okuyan 67 kişilik bir öğrenci grubuna seminer verir ve öğrencilere kalem veya dizüstü bilgisayar ile not alma imkânları olduğunu söyler. Seminer bitiminde test olan öğrencilerden yazarak not tutanların aldıkları puan, dijital olarak not tutanlardan büyük ölçüde fazla çıkar. Araştırmacılar bu sonuçları, yazarak not tutanların “duyduklarını”, klavyede not alan insanlardan daha fazla işledikleri ve yorumladıkları gerekçesine bağladılar. “El yazısı yazdığımızda aynı zamanda bilinçli bir şekilde dinliyoruz” diyen Marquardt’a göre içerik ve hareketin birbiriyle olan bağıntısı zihnimizde bir hafıza izi oluşturmaktadır. Bu ifadeye ekleme yapan Christian Kell’e göre yine de bu durumu genelleştirmemeliyiz. Bazı insanlar dinleyerek, tekrar ederek ya da okuyarak daha hızlı öğrenebilir. Öğrenme eylemi bireyden bireye değişkenlik gösterebilir.

El yazısı ancak eğitim sisteminde değişiklikler yapılırsa hayatta kalacaktır!

Peki ya tüm bu olumlu etkileri nedeniyle el yazısını korumak isteyen Christian Marquardt gibi araştırmacılar bunu nasıl başarabilir? Marquart’a göre derslerde bir takım değişiklikler yapılmalı. Bu düşüncesini “Çocuklara belirli bir yazı stili öğretilmektense kendi el yazı tarzlarını üretmelerine izin vermemiz gerekmektedir” diyerek belirtiyor. İsviçre’de bu hipotez denenmeye başladı bile ve Marquardt’a göre bu sistem gerçekten de iyi işliyor. Çocuklar temel bir yazı stili öğreniyorlar ve hangi harflerin birleşip hangilerinin birleşmeyeceğini kendileri seçiyorlar. Yaptıkları seçimler de öğretmenleri tarafından destekleniyor. Birkaç farklı ülkede de bu yaklaşım esas alınma başladı. Örneğin Finlandiya’da 2016 yılından beri çocuklar temel yazı eğitimi alıyor ve aynı zamanda klavyede yazmayı da öğreniyorlar. Hamburg’da 2011’den beri öğretmenler öğrencilere temel yazı veya el yazısı yazma konusunda özgürlük tanıyor.

Marquardt’a göre eskiden özenli bir el yazısı, çocukları eğitme aracı iken şimdilerde asıl hedefi bu değil. İşte okulların da tam olarak bu şekilde değişim göstermesi ve öğrencilerini el yazısına iten çocuk dostu olan yeni fikirler bulmaları gerekmekte. Buna dijitalleşmeyi kötülemeyi bırakıp bu iki alanı birbirine bağlamak da dâhil. Mesela belki de yazıyı dijitalleştiren kalemlerle veya tabletler vasıtasıyla. Marquardt aynı zamanda tabletleri kullanarak, öğrencilerin yazma becerilerini analiz eden bir bilgisayar programı üzerinde de çalışmalar yapıyor. Bu yazılım, yazan kişinin hareketlerini kayıt ve analiz edip çocuğun ihtiyacı olan egzersizleri öneriyor.

“Kim el yazısını yok olmaktan kurtarırsa, sadece çocukların fikirlerini daha iyi şekillendirmelerini ve aynı zamanda motor kaslarının da daha iyi bir gelişim göstermelerini sağlamakla kalmaz…” diyen Christian Kell sözlerine şöyle devam ediyor “.. .Aynı zamanda el yazısının içine işlemiş olan şahsi ifadeleri de kurtarmış olur. Çünkü kısa çizgilerin, geniş yayların veya dar eğimlerin arasında bizler yazar ile tekrar tanışmış oluyoruz.”

 

 Kaynak: Wir verlernen die Handschrift 

Yazar: Lara Malberger

Çeviren: İkram Yağdıran 

Kim bu İkram

Adım İkram, önceden buraya yaşımı yazıyordum ancak her sene değiştiği için şu anda 1999 doğumluyum demeyi tercih ediyorum. Marmara Üniversitesi'nde Almanca Tercümanlık bölümü öğrencisiyim. 2016'dan beri ara ara buraya bir şeyler karalıyorum ve senede bir bile olsa cebime para geçmesini sağlıyorum. Bana destek olmak isterseniz blogumu favorilerinize ekleyin de arada sırada açıp bakın, hangi konularda nasıl boş yapmışım.. Unutmadan bir de yorumlarınızı okumayı çok seviyorum. Her "yeni yorum bildirimi" geldiğinde kalbim pırpır atıyor haberiniz olsun :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuz onaylandıktan sonra yayınlanacaktır