Kadına şiddetin ülkemizdeki varlığı günbegün biliniyor. Geçmişten bu yana toplumumuzun gerek dini, gerek kültürel toplum anlayışı olan ataerkil düşünce yapısı, her zaman bir şekilde kendini göstermekteydi. Ancak son zamanlarda -özellikle Mustafa Ceceli'nin eşine davranış biçiminden sonra- ünlülerin eşlerine davranış biçimleri daha çok göze çarpmaya başladı.



Geçtiğimiz aylarda hakkında kız çocuklarını istismar ettiği söylentisi çıkan Nihat Doğan'ın bir anda suçlamaları geri çekildi, bir şey diyemedik. Mustafa Ceceli'nin eşi ile İntizar arasındaki gizli kalması gereken anları ifşa etmesine bir şey diyemedik. Arda Turan'ın evliyken başka evli bir kadına yürümesine de bir şey demedik. Hatta ertesi gün o kadının kocasına gidip "Karın olduğunu bilmiyordum, vur beni" gibi bir şey söyleyip saçma ve anlamsız davranışlarda bulunmasına da söyleyecek bir söz bulamadık.

Ancak durum artık gün geçtikçe artıp, ses çıkartmadan duramayacağımız bir hal almaya başladı. Şimdi de şarkıcı Sıla, Ahmet Kural'ın onu darp ettiği iddiası ile Ahmet Kural hakkında uzaklaştırma emri çıkarttı.. Sıla'nın söylediklerine göre Ahmet Kural onu kolundan tutmuş, darp etmiş, kafasına kül tablasıyla vurmuş... ve bu davranışı 45 dakika kadar sürmüş.

Bir zamanlar özellikle sosyal medyada "Ahmet kural Sılaya bakıyor" temalı görseller paylaşılırken onların özel hayatta neler yaşadığından bir haberdik. Şaka gibi değil mi gerçekten, kültürsüzlük, bilgisizlik işte bu yüzden benim yazılarımda çokça bahsini geçirdiğim eksiğimiz. Benim canımı en çok bu yakıyor işte. Sıla bir şarkıcı, bir ünlü, bir zengin. Ama dışarıda belki binlerce Sıla var. Eşinden şiddet gören, sevgilisinden darp gören, gidecek yeri olmayan binlerce Sıla var.

Çok komik halimiz. Sorsan yüzde doksan dokuzu müslüman olan bir ülkeyiz. Sorsan inandığımız peygamber vefat etmeden önceki veda hutbesinde "Kadınlar size Allah'ın bir hediyesidir, onlara iyi bakın" demiş ama biz bunu asla yapmıyoruz, sorsan ülkemizi kurtaran Başkumandan Mustafa Kemal Atatürk: "Ey Kahraman Türk kadını, sen yerlerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın" diye göstermiş olduğu hedefi göz ardı edip "Açtığın yolda gösterdiğin hedefe" demişiz.

Sorsan tarihte ilk seçme seçilme hakkını biz kadına vermişiz, ya da atamız Metehan "Ben sizin Han'ınızım, bu da benim Han'ım" diyerek eşini göstermiş. Ama biz bunları dinlemiyoruz.

Şeytana uydum, gözüm karardı, sinirliydim, içmiştim, bir anlık bir şey oldu gibi mazeretlere gözümüz de gönlümüz de tok artık. Uyan Türkiye'm.. Kadınlara saygı duy. Kadınlara sevgi ver. 

"İnsan topluluğu erkek ve kadın denilen iki cins insandan mürekkeptir (ibarettir). Kabil midir ki, (mümkün müdür ki) bu kütlenin bir parçasını ilerletelim, ötekini ihmal edelim de kütlenin bütünlüğü ilerleyebilsin? Mümkün müdür ki bir cismin yarısı toprağa zincirlerle bağlı kaldıkça öteki kısmı göklere yükselebilsin?"