Türkiye'nin bana göre en büyük eksikliği önceki yazılarımda da belirttiğim üzere genel kültürün ve empati kurma yeteneğinin enderliğinden kaynaklanan anlayışsızlık ve toplumsal ataerkil bakış açımız. Erkeklerin, kadınları gizlenecek bir şey olarak görmesi ve kadınların, erkekleri eve ekmek getirip tüm sorumluluğu alan bireyler olarak kabullenmesi. Ancak bu sistemin artık değişmesi gerekiyor.
Değişim en basitinden bu yazıyı okuyan kişinin kendisine "Ben bir daha bunları yapmayacağım, önceden dikkat etmediğim şeylere dikkat edeceğim." demesi ile başlar ve diğer insanlara yayması ile devam eder. Kısacası değişim bulaşıcıdır.
O halde neden etrafımızı ve kendimizi bazı konularda değiştirmiyoruz? Bugün yazacağım yazıyı biraz farklı cümleler ama aynı konsept ile Tumblr blogumda da paylaşmıştım. Şimdi daha detaylı bir yazı yazıp bambaşka bir kitleye de ulaşabilmek istiyorum. Öncelikle ben bir erkeğim.
Çoğunluğun aksine ataerkil yönetimden bıkmış bir erkeğim. Bana göre, Ata'mın da dediği gibi, toplumun bir parçası yere zincirlenmişken, öteki parçasının göklere yükselmesi beklenemez. Bu yüzden kadın özgürlüğü ve kadının bireysel bağımsızlığını kazanması adına elimden gelen her türlü aktiviteyi yapabilecek birisiyim. Ancak bu sayede muasır medeniyetler seviyesine ulaşabileceğimizi düşünüyorum.
Daha detaylı bir bilgi isterseniz size tek bir örnek verebilirim. Almanya ile Türkiye nüfusları arasında çok bir fark yok. Almanya da Türkiye de 80 milyon civarında vatandaşa sahip birer ülke. Ancak Almanya'nın yaşlı nüfusu çok iken bizim genç nüfusumuz daha fazla. Hal böyle olunca çalışan verimli nüfus kıyası açısından bakarsak Türkiye'nin daha önde olması gerektiğini düşünebiliriz. Ama hayır, maalesef öyle değil.
Almanya her ne kadar yaşlı nüfusu fazla da olsa kadınlarının da erkekler kadar ekonomiye katkıda bulunması sayesinde bizi açık ara farkla geçmiş bir ülke. Almanya'nın çalışan nüfusu yaklaşık yüzde 43 civarında iken Türkiye'de bu oran yüzde 28 gibi bir seviyede.
Bunun en büyük etmenlerinden birisi kadınların 25 yaşından sonra çoğunlukla evlenip çocuk bakmaya odaklanmasıdır. Halbuki çoğu büyük şehirde erkekler kadar kızlar da iyi eğitim almış bir vaziyette mezun oluyorlar. Peki ya neden bu değişmiyor?
Hadi erkeklerimiz kıskançlık adı altında kadınlarımızdan bir kenara kapanmalarını isteyebilirler, ancak benim anlamadığım tek sorun kadınlarımızın da biraz bu konuda istemem yan cebime koy prensibini izlemesi.
Bir zamanlar bilge bir adamın da dediği gibi: Çalışmadan, yorulmadan, öğrenmeden, rahat yaşama yollarını aramayı itiyat haline getirmiş milletler, evvela haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini ve daha sonra istiklallerini kaybetmeye mahkumdurlar.
İşte bugünkü yazıda bunun gibi bir takım konulara parmak basmak istiyorum.
------ - ♫ - ------
1- Kadınlar sabah, akşam, yatsı, gecenin körü, akşam vakti ve canları ne zaman hava almak isterse dışarı çıkabilirler. Bu onları yollu veya yosma yapmaz. Bu sizin eleştirebileceğiniz bir şey olmadığı kadar, size onları yolda gördüğünüzde laf atma hakkı vermeyen de bir şeydir. Eğer yanınızda bu duruma şahit olursanız ve onları susturacak gücünüz olduğuna inanıyorsanız, onlara hadlerini bilmeleri gerektiğini söylemeniz de sizin vicdani görevinizdir.
------ - ♫ - ------
2- Bir erkeğin herhangi bir kadınla düzgünce bir şekilde selam verip rahatsız etmeden tanışmak istemesi taciz/sapıklık değildir. Beyefendi ve kibar bir şekilde soru sorulduğunda bunu bambaşka niyette sorulmuş pozisyonuna düşürmek onur kırıcı bir davranıştır. Ne demişler, hayvanlar koklaşa koklaşa, insanlar konuşa konuşa. Bu yüzden sevgili kadınlarımızın bu konuda daha ihtiyatlı tavırlar sergilemesi gerekmektedir.
------ - ♫ - ------
------ - ♫ - ------
Beyler, aşalım artık bu konuları. Bulaşıkların ucundan tutalım. Halıyı ara sıra da olsa biz temizleyelim. Bir gün yemekleri ben yapayım mı diye teklifte bulunalım. Yemek yapmama sebebimiz erkek olmamız değil beceriksiz olmamız olsun.
------ - ♫ - ------
------ - ♫ - ------
------ - ♫ - ------
Bir kadın da erkek de istediği şekilde giyinebilir. Nasıl ki bazı erkekler gömleklerinin dört düğmesini açıp kıllı göğüslerini meydana salabiliyorsa, aynı şekilde bir kadın da dekolteli kıyafet giymeyi seçebilir. Bu kişinin kendini yakışıklı/güzel hissetmesi ile ilgili bir durum olduğu için dışarıdaki her hangi bir insanın, bu konu hakkında fikirlerini beyan etmesine bir sebep yoktur.
------ - ♫ - ------
------ - ♫ - ------
------ - ♫ - ------
------ - ♫ - ------
------ - ♫ - ------
a) Bu durumdan zarar gören bir insan var mı?
b) Varsa ben bunu değiştirebilir miyim?
c) Yoksa bu durum beni ilgilendirir mi?
d) Bu duruma yorum yapabilecek bir kişi miyim?
e) Bu duruma yorum yapmam neyi değiştirecek?
f) Bu duruma yorum yapmasam ne değişecek?
Bu soruları soran bir insan, gerçekten neye karışıp neye karışamayacağını idrak edebilecek seviyede bir bireydir. Umarım bu konuda ülkemde bir takım şeyler değişir ve herkes kendi hayatını kendi kararları doğrultusunda idâme ettirebilecek özgürlüğe kavuşur.
Bu yazıdan iki ay önce yine Türkiye'de değişmesi gereken bir takım düşünce yapıları hakkında yazı yazmıştım. O seferki yazı kadın hakları ile alakalı değildi, ancak oldukça mühim fikirleri eleştirmiştim.. Türkiye'de asla değişmeyen gerici düşünceler hakkında diğer yazımı okumak istiyorsanız "buraya" tıklayabilirsiniz.
Eklemek istediğiniz bütün maddeleri yorumlardan ekleyebilirsiniz. Her yorumu itina ile cevaplıyorum. Sağlıcakla kalın...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumunuz onaylandıktan sonra yayınlanacaktır